?>

Yuvalamadan San Sebastian’a

Arif KURT

3 ay önce

Gaziantep bir kez daha GastroAntep festivaliyle gündemde. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in tanıtım toplantısında yaptığı konuşma aslında bize sadece bir festivalin değil, bir vizyonun ipuçlarını verdi.

Şahin’in anlattığı “yuvalama” örneği aklımda kaldı. Çünkü mesele sadece pirinç, et ya da nohut değil. Yuvalama dediğiniz şey, komşuların bir araya gelip dertleştiği, paylaşım yaptığı, terapi yerine geçen bir gelenek. Bugün psikologların seanslarda anlattığı toplu terapiyi, bizim ninelerimiz zaten yuvalama yoğururken yapıyordu. İşte UNESCO’ya rapor edilen de bu felsefe. Yani Gaziantep’in mutfağı, sadece mideye değil, ruhlara da hitap ediyor.

Ama burada durmamalıyız. Fatma Şahin’in sözleri dikkat çekiciydi: “Rakibimiz Maraş değil, San Sebastian.” Çok doğru. Gaziantep’in derdi artık komşu şehirlerle yarışmak değil. Çünkü dünya mutfağı büyük liglerde oynuyor. İspanya milyarlarca euroyu gastronomiye yatırıyor. Japonya sadece beş tarım ürününden yılda 10 milyar dolar kazanıyor. Fransa ise 1500’lü yıllardan bu yana sofranın hikâyesini anlatıyor. Bizim ise hâlâ neden dünyaya mal olmuş bir makarna hikâyemiz yok? Neden bir Türk restoranı “Dünyanın En İyi 50’si” listesine giremiyor?

İtalya’nın 900 tescilli ürünü var, bizde 50 civarında. İspanya’nın 400 milyon zeytin ağacı var, bizde 200 milyon. Onlar yıllık 180 milyar dolar kazanıyor, biz hâlâ kendi markamızı yaratamıyoruz. Bu sadece mutfak meselesi değil, tarım, lojistik, markalaşma ve devlet politikası meselesi.

Çetin Şenkol hocanın söylediği gibi: “Doğru tarım, doğru gıda, doğru gastronomi.” Bu zincirin halkalarını tamamlamadıkça elimizdeki 12 bin yıllık mutfak hafızasını dünyaya taşımamız kolay olmayacak.

Tam da bu noktada Gaziantep Valisi Kemal Çeber’in sözleri önemliydi. Çeber, bu festivalin Fatma Şahin’in gayretiyle olduğunu, şehrin bütün katmanlarının sahip çıktığını söyledi. Gerçekten de kentin neredeyse bütün kurumları elini taşın altına koymuş durumda. Bu birliktelik, Gaziantep’in küresel gastronomi yolculuğunda en büyük gücü.

Ama bir yandan da insanın canını acıtan gelişmeler yaşanıyor. Daha birkaç gün önce “Et Bankası” isimli bir kasabın sağlıksız et satışı, Türkiye gündemine oturdu. GastroAntep gibi kentin moralini yükselten, imajını güçlendiren bir festivalin hemen öncesinde, bir sahtekârın yaptığı bu rezalet şehrin itibarına gölge düşürdü. Onca emeği, onca hazırlığı tek bir yanlışın zedelemesi üzücü değil mi?

Gaziantep’in gastronomi yolculuğu uzun ve meşakkatli bir yol. Kolay değil; yılların emeği, hocaların hazırladığı raporlar, üniversitelerin araştırmaları, şeflerin mutfaktaki alın teri, belediyenin ve valiliğin gayreti… Hepsi bir araya gelince ortaya GastroAntep gibi bir marka çıkıyor. Ama işte bütün bu çabanın üzerine tek bir kötü örnek gölge düşürebiliyor.

“Et Bankası” skandalı bunun en somut örneği. İnsan sağlığıyla oynayan, kentin adını karalayan, onca emeği hiçe sayan bir anlayış var karşımızda. Ve bu sadece bir zabıta baskınıyla geçiştirilecek bir mesele değil. Çünkü mesele sadece bozuk et değil, Gaziantep’in dünyaya sunduğu güven meselesi.

Bakın, Fransa yüzyıllardır mutfağını sadece lezzetle değil, disiplinle ve kurallarla tanıtıyor. İtalya, tarımdan gastronomiye bir zincir kurmuş. Japonya, beş tarım ürününü devlet politikası yapıp dünyaya pazarlıyor. Biz ise hâlâ bir kasabın sahtekârlığıyla uğraşıyoruz. Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde.

GastroAntep sadece bir festival değil, Gaziantep’in dünyaya açılan yüzü. O yüzden bu festivalin arkasındaki emeğe sahip çıkmak, şehri zedeleyen her türlü sahtekârlığa karşı sıfır tolerans göstermek gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak, onca vizyon, onca yatırım bir anda heba olabilir.

Gaziantep mutfağı 12 bin yıllık hafızasıyla, dünyanın en güçlü hikâyelerinden birine sahip. Ama unutmayalım: Bu hikâyeyi geleceğe taşıyacak olan sadece mutfağın lezzeti değil, aynı zamanda güveni, disiplini ve dürüstlüğüdür.

Ve ben inanıyorum: Yuvalamayı UNESCO’ya taşıyan şehir, San Sebastian’la da, Tokyo’yla da, Paris’le de yarışabilir. Yeter ki mutfağımızı sadece mutfak görmeyelim ve her alanda aynı hassasiyeti gösterelim.
13-21 Eylül 2025 tarihleri arasında yapılacak GastroAntep Kültür Yolu Festivaline karnı ve ruhu aç olan herkesi bekliyoruz . 
Gayret ve çabalarından dolayı GBB Başkanı Fatma Şahin'e teşekkür ediyorum. 

Kalın Sağlıcakla 

Arif Kurt/ Gaziantep 

4 Eylül 2025 

YAZARIN DİĞER YAZILARI