14 Mayıs 2023 tarihinde sandığa gideceğimiz kesinleşti. Haliyle gündem yavaş yavaş depremden seçime doğru ilerliyor. Seçimi değerlendirecek falan değilim, ülkemiz için hayırlı olan karar hangisi ise Türk milleti gereğini yapacaktır.
Zor günler geçiriyoruz, oldukça zor günler...
Bundan yaklaşık bir ay önce seçim sonuçları nasıl olur falan diye sorsak muhtemelen; "Ben canımın derdindeyim, seçimin sırası mı!" şeklinde bir cevap alacaktık.
Maalesef bizim gündemlerimiz genelde günlük oluyor. Deprem dünün konusuydu, seçimler bugünün, yarının konusu? Kim bilir, sabaha çıkarsak göreceğiz..
Her neyse, konumuz başka!
Bir kaç hafta önce birbirinin yardımına koşan insanlar bugün birbirlerini acımasızca kırıyor, üzüyor, rencide ediyor, yetmiyor hakaret ediyor.
Ne için?
Herkes diğer tüm bireylerin kendisi gibi düşünmesini istiyor. Kendisi hangi lideri hangi gerekçelerle destekliyor ise diğer herkeste öyle olsun istiyor. Aksi bir ses çıkarsa, kırıyor, dağıtıyor, üzüyor, öfkeden deliye dönüyor.
Allah aşkına değer mi?
Bir kaç ay sonra seçimler sona erecek. Yazın çok farklı konular olacak gündemde. Bugünleri hatırlamayacağız bile, birbirimizi üzdüğümüze değer mi? Kimse siyaset konuşmasın demiyorum ama bu üslup ile ne yapıyoruz biz? Akrabamızı, arkadaşımızı, komşumuzu hatta kardeşimizi kırmaktan çekinmiyoruz. Geçmişte bunun çok acı deneyimlerini edinmedik mi?
Başımıza gelmeyen kalmadı diyoruz ama yarın ne olacağını biliyor muyuz? Bugün vatan haini, satılmış, karaktersiz dediğimiz insanın yarın yardımına ihtiyacımız olmayacağını nereden biliyoruz? Belki biz onun yardımına koşacağız belki de o bizim yardımımıza koşacak. Birlikte düşüp, birlikte kalkacağımız insanları kırmaya değer mi?
Seçim sonuçları ne olur bilemem ama bildiğim bir şey var!
Biraz tartışma kültürü edinmemiz ve kimseyi kırmadan tartışmayı artık öğrenmeye başlamamız lazım.
Aksi halde seçimler gelip geçecek fakat dostluklar yok olacak.
Bu günlerde en çokta buna ihtiyacımız yok mu?
Kalın sağlıcakla...
