Gaziantep Valisi Kemal Çeber’in açıkladığı 2025 yılı ilk on aylık asayiş ve güvenlik raporu, kentin ne kadar büyük bir yük taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gaziantep, sadece sanayi üretiminin merkezi değil; coğrafi konumu, nüfus yoğunluğu ve yoğun göç hareketleriyle Türkiye’nin en hassas güvenlik hattında yer alıyor. Bu nedenle şehrin ortaya koyduğu güvenlik bilançosu, bir ilin fotoğrafı olmanın çok ötesinde; Türkiye’nin genel güvenlik iklimini de yansıtan kritik bir veri niteliğinde.
Raporun satır aralarına bakıldığında, şehrin üç büyük başlık altında aynı anda mücadele verdiği görülüyor: silah kaçakçılığı, terörle mücadele ve uyuşturucu ile savaş.
Her biri başlı başına zorlu, riskli ve çok katmanlı sorunlar…
Her birinde devletin güçlü bir karşılık verdiği operasyonlar…
Ama aynı zamanda toplumdan yükselen yeni uyarı sinyalleri…
Kaçak Silah Gerçeği: 3.403 Silah Sokaklardan Toplandı
2025’in ilk 10 ayında Gaziantep’te toplam 3.403 kaçak silah ele geçirildi. Tüfek, tabanca, kurusıkı fark etmiyor; bu kadar silahın şehir içinde dolaşıyor olması, gerçekte ne kadar büyük bir güvenlik açığının potansiyelini taşıdığını gösteriyor. Polis ve jandarmanın operasyonları olmasaydı bu silahların kaçının bir kavgada, kaçının bir cinayette, kaçının başka bir suçta kullanılacağını kimse bilemez.
Devlet bu alanda net bir mesaj veriyor:
“Ruhsatsız silah yok, silahla gezen yok, sokaklarda tehdit yok.”
Terörle Mücadelede Tam Saha Baskı: 333 Operasyon, 21 Terörist Sağ Ele Geçirildi
Gaziantep’in terörle mücadele yükü yıllardır ağırdır. Sınır hattına yakınlık, bölgesel hareketlilik ve örgütlerin geçmişteki şehir yapılanmaları dikkate alındığında, TEM birimlerinin ortaya koyduğu performans kelimenin tam anlamıyla “kesintisiz teyakkuz” görüntüsü veriyor.
PKK/KCK’ya yönelik şehir ve kırsal operasyonlar toplamda 333’e ulaşmış. Yıl boyunca etkisiz hale getirilen 21 teröristin tamamının sağ olarak ele geçirilmesi, istihbaratın ne kadar derin ve operasyonların ne kadar profesyonel yürütüldüğünün göstergesi.
FETÖ’den DEAŞ’a, DHKP/C’den MLKP’ye kadar çeşitli örgütlere yapılan yüzlerce gözaltı ve tutuklama, Gaziantep’in terör örgütlerinin nefes bile alamadığı bir alan olma hedefinin sürdüğünü gösteriyor.
Ama bu mücadele hiçbir zaman bitmeyecek; Gaziantep’te terörle mücadele bir “görev” değil, bir “konum gerekliliği”dir.
Uyuşturucuyla Mücadele: Zehrin Şehre Girecek Kapısı Bırakılmıyor
Raporun belki de üzerinde en çok düşünülmesi gereken kısmı uyuşturucuyla mücadele. Çünkü uyuşturucu, sadece bir suç kategorisi değil; toplumun damarlarına sızan ve gençliği hedef alan bir virüs.
Gaziantep’te 2025’in ilk 10 ayında 1.320 operasyon yapıldı. Bu operasyonlarda 2.528 gözaltı, 1.752 tutuklama ve yüzlerce adli kontrol kararı çıktı. Bu rakamlar sadece bir şehir için değil, bölge için de oldukça yüksek rakamlar. Gaziantep’te uyuşturucu artık bir “bireysel problem” değil, organize bir yapı, sistematik bir tehdit.
Kullanıcı düzeyindeki TCK 190–191 kapsamındaki olay sayısı ise 11.788 gibi devasa bir rakama ulaşmış durumda. Bu, zehrin ne kadar yayıldığını gösterirken, devletin müdahale kapasitesinin de aynı ölçüde yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Bu kadar büyük bir kullanım hacmi, tek başına güvenlik tedbirleriyle çözülebilecek bir mesele değildir. Eğitim, aile yapısı, sosyal destek mekanizmaları, gençlerin yaşam alanları… Hepsi bu tabloya bağlıdır.
Devlet kapıları kapatıyor ama sokak bu zehri hâlâ tüketmeye devam ediyor.
Toplumsal Suçlarda Tehlikeli Sinyaller: Cinsel Taciz %5 Arttı
Valilik raporunda başarı göstergelerinin yanında maalesef toplumun içinden yükselen karanlık bir alan da var: cinsel taciz olaylarının %5 artması.
Silahı devlet toplar, teröristi devlet yakalar, uyuşturucucu devlet çökertir…
Peki cinsel taciz?
İşte orada karşımıza bir nüfusun vicdanı, kültürü, eğitimi çıkar.
Bu artış, toplumun ahlaki ve sosyal dokusunda bir yırtılma yaşandığını gösteriyor. Gaziantep gibi hızla büyüyen, ekonomik olarak zaman zaman zorlanan, göç yükü taşıyan şehirlerde bu tür suçların artması, sadece kolluk güçlerinin değil, toplumun tamamının önüne konmuş bir uyarı işaretidir.
Aydınlatma oranı %97’nin üzerine çıkmış olsa bile suçun sayısının artması, sorunun kökünün adliyede değil, toplumun içinde olduğunu gösteriyor.
Verilerden yola çıkarak Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Gaziantep Hem Başarı Hem Uyarı Şehridir
2025’in ilk 10 ayı, Gaziantep’in güvenlik açısından iki ayrı fotoğraf verdiğini gösteriyor:
Birincisi:
Devlet güçlü, sahada, kararlı.
Silah toplanıyor, terör çözülüyor, uyuşturucu ağları dağıtılıyor.
İkincisi:
Toplumun içinden yükselen bazı tehlikeler var.
Cinsel suçlar artıyor, uyuşturucu kullanımı yaygınlaşıyor, şiddet eğilimi düşmemiş durumda.
Vali Kemal Çeber’in açıkladığı rapor bize şunu hatırlattı:
“Bu şehir sadece güvenlik güçleriyle korunamaz.
Toplum da dönüşmek zorunda.”
Gaziantep bugün büyük bir mücadele veriyor.
Bu mücadele hem devletin hem toplumun omuzlarında.
Ve bu şehir, bu mücadeleyi başarıya taşımayı hak ediyor.
Aksi durumda, Millet ve Devlet uyursa Gaziantep uyanamaz!