Bir de yeşile ve maviye yansıyan güneşin olsa tam olacak.
Adam evin güneş görüp görmediğini sorduğunda, Nuri Amca’nın evini kiralamaya gelen adama verdiği şu cevabı gibisin Rize:
“Olsa görürsün.”
Rize, 1204’te Trabzon İmparatorluğu’na bağlanmış, 1470’te cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmiş ve o tarihten bugüne al yıldızlı bayrağın altında Türk yurdu olarak yaşamaya devam ediyor, elhamdülillah.
Rize adı; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “Riza” olarak dağ eteği anlamında kullanılmış. Osmanlıca’da ise “Rize” ufak kırıntı, döküntü demekmiş.
Bana göre ise Rize, gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü olarak anılmalı ve anlaşılmalıdır.
Tokatlı Gaziantep Valisi Kemal Çeber’in memleketim dediği yer… Şimdiki vali Malatyalı İhsan Selim Baydaş’ın da aynı his ve hassasiyetle görevini yaptığı yer.
Kemal Çeber Valimize Rizeli herkesten selam getirdim. Çok sevildiğini gördüm, imrendim. Gurur duydum, mutlu oldum. Helal olsun dedim.
Gaziantep’teki başarılı çalışmalarından dolayı da “Helal olsun” demeye devam edeceğiz inşallah.
Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, pozitif yönü ve güler yüzüyle Rize’nin yeşili kadar etkiledi bizi. Abartı yok, kibir yok. İlkeli ve istekli çalışan insanları çok takdir ederim. Vali ile Belediye Başkanı’nın uyumu çok hoşuma gitti. Rize’nin yeşile boyanmış rengi gibi. Onların sıcaklığı, görmesek de güneşi hatırlattı bizlere. Daim olsun…
Ilık ve çok yağışlı iklimiyle Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir Rize.
Ekonomisi; çay sektörü, turizm ve arıcılık başta olmak üzere kivi üretimi artan, balıkçılık payı ise azalan bir şehir… Türkiye’de çayın yüzde 70’i burada üretiliyor. Dağların yamaçlarında insanlar ektikleri çayı yılda üç kez hasat edip Çaykur üzerinden satıyor.
Rize bir yönüyle çay demektir.
Rize’de çayı demlemek, hayatı demlemektir.
Çay emektir burada.
Sabırla beklemektir.
Yürekten söylemek, yürekten sevmektir.
Çaykur gibi devasa işletmeleri ve binlerce çalışanı olan bir kurum var Rize’de. Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim ile sohbet edip çayın fabrikadaki evrelerini izleme fırsatı da bulduk. Keyif yapmak için içtiğimiz çayın, ne kadar önemli ve kıymetli bir ürün olduğunu daha iyi anladım.
Rize’nin çay şehri oluş hikâyesi ise çok etkileyici!..
Aslen Muğlalı olan öğretmen Zihni Derin, 1923 yılında Rize’ye gelir. Eski adı Garal Dağı olan hazineye ait bir bölgede 15 dekarlık arazi fidanlık işine tahsis edilir. Bölgede yaptığı incelemelerde, bazı meraklıların Gürcistan Batum’dan dönüşlerinde getirdikleri ve diktikleri gayet iyi gelişmiş çay fidanlarıyla karşılaşır.
Zihni Derin, Batum’a gider. Batum ve çevresinde Ruslar tarafından kurulmuş olan çay bahçelerini, çay fabrikasını gezer. Beraberinde çay tohumu ve fidanları, narenciye ve bazı meyve çeşitleri, bambu rizomları ve bir Rus bahçıvanı ile Rize’ye gelir. Uzun süren denemelerden sonra Ankara’nın da desteğiyle bu işi başarır. Her yıl çay bitkisinin bilinçli olarak Rize toprağına dikilmesi kutlamalarında Zihni Derin Hoca rahmetle anılır.
Rize’de dağ, taş her yerde çay ekili.
Dünyanın en güzel coğrafyası, hem yeşile boyanmış hem de ekonomik anlamda gelirini buna bağlamış. Bundan dolayı Zihni Derin Hoca’yı ben de rahmetle anıyorum.
Rize Valisi İhsan Selim Baydaş’ın daveti, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin’in muhabbeti, Rize Aktif Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Bayrak’ın ev sahipliğinde; Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz’den gelen yaklaşık 30 meslektaşımızla 2–5 Ağustos tarihlerinde Rize’ye misafir olduk.
Sözlükte “bahçe, bitki ve sık ağaçlarla örtülü yer” anlamına geliyormuş cennet.
Sanki Rize’yi anlatıyor cümleler…
Anlatılan tarife göre Türkiye’nin cenneti sen oluyorsun Rize.
Öylesin gözümüzde.
Sende ben anlatılan cenneti gördüm Rize!..
Rize’ye ilk defa gelen birisi olarak, Gaziantep Valimiz Kemal Çeber’den toplantılarda bu şehri çok dinleme fırsatım oldu. Gaziantep’ten geldiğimi duyan herkes Kemal Çeber Valime selam söyledi. Ondan muhabbetle bahsetti. Çok büyük mutluluk duydum.
Kemal Çeber Valim, Rize’de valilik yapan ve geride büyük izler bırakan, hâlen bu şehrin öz evladı gibi aranan bir isim olmuş. Gaziantep için de aynısını söyleyeceğiz inşallah.
Rize, vali konusunda şanslı bir şehir sanırım. Şimdiki Vali Malatyalı olmasına rağmen görev yaptığı Şırnak dâhil birçok ilden dostlarıyla irtibatını kesmemiş, milletin derdiyle dertlenen ve o doğrultuda çalışan bir isim. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş da “Kemal Abi” dediği Gaziantep Valimiz Kemal Çeber’e selamını iletti. Üzerimizde kalmasın.
Rize’deki gezimizde 1130 rakımlı Kıbledağı’na çıktık, Ayder Yaylası’na gittik, Pileki Mağarası’nı gezdik. Çaykur işletmesinde çayın yeşilden siyaha dönüşüne ve satılır hâle nasıl geldiğini gördük.
Sadece güneşi göremedik.
Güzel çiseleyen yağmur altında, Ağustos sıcağında Gaziantep’ten gelen birisi olarak ıslandık. Temiz havaya doyduk. Yer yer başımız ağrıdı oksijen fazlasından.
Rize, gelip geçtiğimiz bir yer değil.
Rize, içimize işleyen bir şehir olarak hep hatırlayacağımız ve güzelliklerini düşündükçe moral bulacağımız bir vatan toprağı olarak hafızamıza kazındı.
Adamı yiğit, lafını esirgemeyen, içinde hile hurda nankörlük barındırmayan… Arap turistlerin öncelikli tercih ettikleri doğa turizminin canlı olduğu; yemeği yenir, suyu içilir, gelinir ve yaşanır bir yer… Şehir merkezindeki devasa çay bardağı şeklindeki kültür ve seyir merkezi çok başarılı. Havalimanındaki kulenin çay bardağı içindeymiş gibi yapılması ayrı bir güzellik.
Yeşili çok, güneşi yok ama güleni çok olan bir şehir olasın inşallah Rize…
Hep yokuşa tırmanarak yaşamaya alışan şehir Rize, mücadeleni hayranlıkla izledim.
Düz arazi için denizi karaya, karayı paraya çeviren şehir Rize, daha iyisini hak ediyorsun.
Sen, benim gözümde ve gönlümde, gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzüsün Rize.
Kardeşlerin Aydın, Malatya, Mardin, Muğla, Diyarbakır, Şırnak, Kilis, Batman, Siirt, Mersin, Nevşehir, Burdur, Gaziantep gibi…