USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

FARKINDA MISINIZ ?

FARKINDA MISINIZ ?
18-07-2022

Biliyorsunuz yıllardır bu Suriyeli konusunda çok yönlü yazılar yazdım. 11 yıldan beri gerek ekonomi gerek sosyal, kültürel ve asayiş yönlü yazılarım bu köşenin arşivinde yer alıyor. Şimdi 2022 yılının ortasına geldik… Gördüklerimi öğrendiklerimi yine sizlerle paylaşmak istiyorum. Lütfen kimse art niyet aramasın. Bir zamanlar yaptıkları gibi ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor’ safsatasına girmesin. Çok şükür onu da gördük ve başımıza gelmeyen şeyler kalmadı. Ama sonunda yazdıklarımızın suç unsuru oluşturmadığı bizzat ifademin alınmasını isteyen savcı tarafından karara bağlandı. O zamanlar neler yaşadık neler, inanın hiçbiri beni yıldırmadı. Tümünü inşallah bir gün paylaştığımda şok olacaksınız… 

GAZİANTEP CİDDİ CİDDİ SIKINTININ İÇERİSİNE SÜRÜKLENİYOR 

Yıl 2022 ve aylardan Temmuz. Artık şu gerçeği kabul edelim. Ülkede ve özellikle Gaziantep’te Suriyeli ve bazı ülkelerden gelen sığınmacı meselesi ciddi ciddi sıkıntı yaratıyor. Her ne kadar her şey normal gibi gösterilse de hiç te öyle olmadığını biraz araştırıp gezip görünce rahatlıkla göreceksiniz. Haliyle şehrimizdeki huzursuzluk ilerleyen süreçte sıkıntılara gebe. Bir kere yerleşik Antepliler kesinlikle Suriyeli ve yabancı istemiyor. Tüm pahalılığı, sosyal yaşamlarındaki olumsuzluklarını ve ellerinin kollarının bağlanmasını onlara bağlıyor. 11 senedir bu böyle.  Hele özellikle bu sene yaz geldikten sonra öfkeler daha da arttı. Millet ekonomik sıkıntı çekiyor, işsizlik aşırı boyutta, fabrikalar işçi çıkartıyor, esnaf işyerlerini satıyor. Ve Antepliler bu sıkıntının içerisinde boğuşurken, Suriyeliler o sıkıntıları yaşamıyor. Elbette yaşayanlar var onların içinde de. Ama işin boyutu ekonomiye dayandığından öfke ve tepkiler yavaş yavaş da olsa artıyor. Sıkıntı sadece ekonomi yönünden değil elbette. Sosyal yönden de sıkıntı var. En basiti kentteki parklar. Buraların büyük bölümünün işgal altında olduğunu söyleyenlerin sayısı iyice arttı. Her gün onlarca mesaj alıyorum. Parklarda gezemez olduklarını, her yerin Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacılar tarafından işgal edildiğini, orta yerlere çimlerin üzerlerine kilimler serdiklerini, müzik çaldıklarını, nargile içtiklerini, gelip geçen kadınlara laf attıklarını, farklı yönleriyle tacize kalkıştıklarını iddia edenlerin sayıları küçümsenmeyecek noktada. 

PARKLARA GİDENLERİNİZ VARMI? 

Bu konuda gerçekten çok şikâyet geliyor, Kentin neresinde park varsa oralarda 100 kişi varsa 80-90 kişinin Suriyeli olduğunu görüyoruz. Ben fırsat buldukça dolaşıyorum elbette bu iddialar doğru mu diye. Her yere gidemesem de gezdiğim yerlerde söylenenlerin gerçek olduğunu belirtmeliyim. Geçenlerde telefon geldi 100. Yıl parkında vilayetin yanından başlayıp Maanoğlu’na kadar yürüdüm akşam saat 19 civarında. Gördüklerin aynı bana anlatılanlar gibi. Celal Doğan parkı, Anneler parkı, Koru park, Kavaklık, Şahinbey’deki parkların birçoğu dahil gittim ve yine aynı şeyleri gördüm. Bir kere en büyük sıkıntı Gaziantep’in merkezi sayılan Kavaklıktan tutun Şehreküstü’ye kadar olan bölgede Suriyelilerin çok fazla olması. İşin enteresan tarafı, yerleşik Anteplilerin de buralarda ikamet etmeleri. Akyol’dan tutun Alleben, Tabakhane, Bey mahallesi, Seferpaşa, Kozluca, Çukur, Hamdi Kutlar, Yazıcık, Karşıyaka, Onat Kutlar, Mevlana, Perilikaya, Şirinevler, İncilikaya, Narlıtepe, Düztepe, Turan Emeksiz, Cumhuriyet bölgesinin mahallelerini vede özellikle Yavuzlar Mahallesini içine alan çok sayıdaki mahallede inanılmaz bir Suriyeli nüfusu var. Bunlar ekonomik yönden orta halli veya durumları alt seviyede olanlar. İbrahimli ’de, Emek’te ekonomileri biraz daha iyi olanlar var. Onların büyük bir bölümü de ticaret yapıyor, işyerleri var.  

MAHALLELER GETTOLAŞIYOR  

TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu International Geography Symposium’un raporundan edindiğim bilgiler elbette daha vahim. Ki bu yıllar önce yapılmış bir çalışma ama yine de örnekleme açısından önemli. Şehir genelinde en düşük sığınmacılar %9 ile İbrahimli bölgesindeki Güvenevler iken, en yüksek olan mahalle ise %42 ile Cumhuriyet bölgesindeki Yavuzlar mahallesi. Yavuzlar’ı %30 ile aynı bölgede yer alan Yukarıbayır ve %29 oran ile Ünaldı mahalleleri takip ediyor. Şehrin kuzey kesimindeki Karşıyaka bölgesinde de oranlar %10 civarlarında. Ama bu bölgede en yüksek orana sahip Onat Kutlar ’da %24 sığınmacı bulunuyor. Bu rakamların şimdi daha fazlasıyla arttığını söyleyebilirim. 

BU MAHALLELER ÖZEL MERCEK ALTINA ALINMALI 

Gelelim asıl sıkıntıya. Buralarda kira fiyatları ikamet edilen evlere bakıldığında çok acımasız. Bunda fırsatçı ev ve dükkân sahiplerini hiç affetmiyorum. Kaldı ki sığınmacılara uygulanan fiyatlar yüzünden işçi ve esnafın yoğun olduğu Antepliler kira vermekte çok zorlanıyor. Hele evlenecek olan gençler var ki Allah onların yardımcısı olsun. Hepsi de kiraların pahalılığını Suriyelilere bağlıyor. Onlar olmasaydı fiyatlar bu kadar yükselmezdi diyor. Araştırmayı yapan uluslararası kuruluş Gettolaşma sinyali veren bu mahallelerin mutlaka özel olarak mercek altına alınması gerektiğini vurguluyor. Buna örnekleme olarak da “Çünkü İngiltere ve Amerika’daki getto ayaklanmalarının da ırksal ve kültürel kümelenme, tabakalaşma ve kutuplaşmadan meydana geldiği (Harvey, 2009) unutulmamalıdır” diyor. 

TOPLUMSAL ENTEGRASYON ÇOK ÖNEMLİ KONU 

Bu araştırmacı kuruluşun ekibi ve akademisyenleri Gaziantep’i o kadar iyi irdelemiş ve öyle mükemmel tespitler yapmış ki, inanın okuyunca 11 yıldan beri yazdıklarımın ne kadar doğru olduğunu görmekle birlikte, yapılan ihmalleri net bir şekilde dile getirmesine şapka çıkartıyorum. Bakın bir bölüm daha var ki bu araştırmada asıl meseleyi çok açık biçimde ifade etmişler. Bakın neler söylenmiş: 

“Türkiye ve Gaziantep’te toplumsal entegrasyon tek taraflı düşünülmektedir. Halbuki toplumsal entegrasyon için ev sahibi vatandaşların da uyuma katkı sağlamaları gerekmektedir. Türk vatandaşlarının komşuluk ilişkilerini geliştirmesi, sığınmacılarla iletişime geçmede çekingenlik göstermemesi, sığınmacıların sosyal ve kültürel tercihlerine saygı göstermesi, sığınmacıları aşağılamaması, yardımlaşmadan çekinmemesi ve özellikle sığınmacıları dışlamaması toplumsal uyuma büyük katkı sağlayacaktır. Fakat özellikle basında oluşturulan yanlış algı ve haberler bu uyumu güçleştirmektedir. Ayrıca göçler; sosyal, kültürel ve ekonomik yakınlık nedeniyle genelde etnik temelli meydana gelmektedir. Meydana gelen etnik topluluklar yeni gelenlere iş bulmakta, her konuda yol gösterici olmakta ve böylece topluluk içinde bağlar giderek kuvvetlenmektedir” 

İŞTE ASIL BURAYA DİKKAT 

Bu durum mekânsal ayrışmanın diğer boyutunu oluşturmaktadır. Bunun çözümü için devletin bütün kurumlarıyla başta gecekondu mahalleleri olmak üzere yerleşim alanlarında daha aktif olmasını, sosyal, kültürel ve ekonomik sorunları çözücü politikalar üretmesini ve “burada ben varım, beraberiz” algısını oluşturmasını gerektirmektedir. Aksi taktirde özellikle gecekondu alanlarında rahat hareket etme kabiliyeti bulacak olan örgütler mezhepsel, kültürel ve ırkçı ayrılıkları körükleyecek ve bu alanlarda militan yetiştirecektir. Sonuç olarak Gaziantep şehrinde sığınmacılar dezavantajlı mahallelerde yoğunlaşmışlardır. Dolayısıyla mevcut siyasi, ekonomik ve sosyo - kültürel problemlere sahip bu mahallelerde yenilerinin eklenme olasılığı yüksektir. Bu durumun önümüzdeki yıllarda toplumsal olaylara neden olması da olasıdır. Bu nedenle Türkiye’nin acilen sığınmacıların ve yerel halkın problemlerini çözecek ve toplumsal uyumu sağlayacak yeni bir politika üretmesini gerektirmektedir.” 

DAHA NE KADAR SEYİRCİ KALINACAK VE KAFALAR KUMA GÖMÜLECEK? 

Şimdi soruyorum sizlere var mıdır böyle bir çalışma? Var mıdır sığınmacıların Gaziantep’te çoluğuyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle kent halkıyla bütünleşmesini sağlayıcı bir teşebbüs? Özellikle Suriyelilerin kendi gelenek ve göreneklerini Gazianteplilere dayatmasının önüne geçebilecek bir mekanizma oluşumu. Var mıdır, başıboş sığınmacıları kontrol edebilecek bir uygulama. Yıl 2022 olmuş hala köşe başlarında Suriyeli dilenciler, her restoranın köşesinde bekleyen kadın ve çocuklar, şehir merkezini Afganistan'a Pakistana çeviren triportör ve mini kamyonetlerin başıboş dolaşmaları. Var mıdır kentteki tüm Çöp konteynerlerinin kâğıt, karton ve plastik şişeler için didiklenmesinin önüne geçilmesi için bir uygulama. Var mıdır bunları düzene koyacak bir mekanizma? Yani sözün özü, gittikçe kendi halkının daha fakirleştiği, şehrin kimyasının iyice bozulduğu bir Gaziantep tablosu var ortada. Acilen ciddi çözümler üretmenin zamanı gelmiştir. Hatta böyle devam edilirse o zaman geçecektir… 

NOT; Kaynak olarak TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu International Geography Symposium’un Suriyeli Sığınmacıların Gaziantep Şehrindeki Mekânsal Dağılışı ve Geleceği “Spatial distribution and futurity of Syrian refugees in the city of Gaziantep” Mehmet Emin Sönmez1* 1 Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü/Gaziantep” yararlanılmıştır. 

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR