Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şer’a ve eşi'nin katılımıyla, "Bölünmüş Bir Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" temasıyla düzenlenen 2025 Antalya Diplomasi Forumu başladı. Bu gelişme, Suriye bağlamında dikkat çekici bir diplomatik dönüşümün göstergesi olarak değerlendiriliyor. Zira 8 Aralık 2024’te Esad rejiminin düşüşünün ardından geçiş sürecini yöneten Ahmed Şer’a’nın katılımı, sadece sembolik bir temsil değil; bölgesel diplomaside yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor.
Forumun açılış töreni 11 Nisan’da Türkiye’nin Antalya kentinde gerçekleştirildi. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan açılış konuşmasını yaptı. Ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, forumun dünyadaki mevcut sorunların tartışılmasındaki rolüne değindi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nun açılış konuşmasında şunları kaydetti:
“Samimiyetle ifade ediyorum ki, Türkiye kimsenin toprağında, egemenliğinde ya da kaynaklarında göz sahibi değildir.
Biz yer altındakilerle değil, yer üstündekilerle ilgileniyoruz: İnsanla ve canlarla.
Antalya Diplomasi Forumu, çok taraflı diplomasinin ve açık diyalog zeminlerinin giderek daha fazla önem kazandığı günümüz uluslararası sisteminde, çatışma sonrası geçiş süreçlerinin tartışıldığı önemli platformlardan biri haline gelmiştir. Ahmed Şara’nın katılımı, uluslararası toplumun Suriye’deki yeni siyasi aktörlere yaklaşımını gözlemleyebilmek açısından dikkatle izlenmesi gereken bir gelişmedir. Zira bu katılım, yalnızca Suriye'nin iç siyasi dengelerinde değil, aynı zamanda bölgesel güç dengelerinde ve dış politika yönelimlerinde de önemli kırılma noktalarının habercisi olabilir.
Forum kapsamında Suriye’ye ilişkin özel bir panelin düzenlenecek olması, ADF’nin yalnızca güncel gelişmeleri değil, aynı zamanda geçiş süreci, kurumsallaşma, uzlaşı politikaları ve dış müdahalelerin etkileri gibi çok katmanlı meseleleri de gündeme taşıyacağının göstergesidir. Bu bağlamda, panelin içeriği, bölgesel ve uluslararası aktörlerin Suriye krizine yönelik tutumlarını yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyabilir. Ayrıca forumun Türkiye’nin arabuluculuk ve diplomatik kolaylaştırıcılık rolünü pekiştirme amacıyla da örtüştüğü görülmektedir.
Sonuç olarak, Ahmed Şara’nın ADF’ye katılımı, forumun diplomatik niteliğini güçlendirirken, Suriye krizinin çözümüne yönelik yeni perspektiflerin geliştirilmesine katkı sağlayabilecek önemli bir dönüm noktasıdır. ADF, bu bağlamda, Suriye'nin geleceğine dair diplomatik söylemin yeniden üretildiği, taraflar arasında meşruiyet müzakerelerinin şekillendiği bir alan olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye’nin Suriye’nin Yeniden İnşasındaki Rolü
Türkiye, coğrafi yakınlığı ve köklü tarihî ve insani ilişkileri sayesinde, Suriye’deki istibdat ve zulme karşı gerçekleşen Özgürlük ve Onur Devrimi sonrasında başlayan yeniden inşa sürecinde başlıca aktörlerden biri olmuştur. Türkiye'nin rolü; diplomatik girişimleri, güvenli bölgelerde istikrarın sağlanmasını, altyapı ve hizmetlerin geliştirilmesini, mültecilerin gönüllü dönüşünün desteklenmesini ve yerel yönetim yapılarının inşasını içeren çok boyutlu bir stratejiye dayanmaktadır.
Özellikle kuzey Suriye’deki Türk destekli yerel yapılar aracılığıyla istikrar, eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarında önemli ilerlemeler sağlanmaktadır. Bu süreç, hem Suriye’nin geleceği hem de Türkiye’nin bölgesel güvenlik ve istikrar politikaları açısından büyük önem taşımaktadır.