Yaşam

Timur’un yıkamadığı tek kale: Mardin Kalesi

Pers İmparatorluğundan Osmanlı İmparatorluğuna kadar birçok imparatorluğun stratejik kalesi olan Mardin Kalesi tarihte birçok Müslüman ve Hristiyan seyyahların ilham kaynağı oldu..

Timur’un yıkamadığı tek kale: Mardin Kalesi
30-11-2021 18:07
MARDİN

7 bin yıllık tarihi geçmişi bulunan Mardin farklı dinleri ve dilleri yanında Kartal kalesi ile dünyanın en önemli kültür hazinesi arasında yer alıyor. Birçok kez kuşatılan kale, Timur’u bile çileden çıkaran direnişi ile tarihe geçti. 7 kapılı olan kale tam 32 medeniyete ev sahipliği yaptı.

14 kale daha tarihe direniyor

Mardin kalesi yanında il genelinde 10 ilçede 14 tane daha tarihi kaleler günümüze kadar ayakta kaldı. Birçok kale ilgisizlikten dolayı yıkılma tehlikesi altında dururken, Kalelerin turizme kazandırılması için vatandaşlar yetkililerin harekete geçmesi ve restorasyon çalışması başlatılmasını istedi.

Seyyahlar bile Mardin kalesinden övgü ile söz etti.

İbni Haldun’dan,  İbni Batuta’ya, Evliya Çelebi’den, İbn-i Cübeyr’e, Venedikli Tüccar Josaphat Barbaro’dan, Alman Carten Niebuhr’a İtalyan seyyah Domenico Sestini’den   Memlük devri vekâyinamelerinden olan Bezm u Rezm’in yazarı Aziz bin Erdeşir-i Esterbâdî’ye kadar  bir çok İslam ve Hıristiyan seyyahların hatıralarında ve kitaplarında Mardin kalesinden övgü ile  söz ettiler.

32 medeniyete ev sahipliği yaptı

Mardin Kalesinin diğer bir ismi "Kartal Yuvası" dır. Şehrin büyük bir kısmının dayanmış olduğu zinin üst kafesine kurulmuş müstahkem bir mevkidir. Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Ro ma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kaledir.

Kalede ilk yerleşen güneşe tapan kral Şad Buhari yerleşir

MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil’den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirir.

M5.442’da veba salgınından dolayı kalede sağ kalan olmadı.

Kaleye getirilen halkın vasıtasıyla MS.442 yılına kadar birçok ilerlemeler görülür. M5.442’da veba salgınından dolayı kaledekilerden sağ kalan olmadı. MS. 542’e kadar tam 100 yıl Mardin Kalesi boş kaldı. M.S.975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir. Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu insanın çıkıp inmesi ihtimali bulunan yerlerinde, bundan istifade edilerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule hala ayaktadır. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılma ya yarayan kalıntılar gözlenmektedir.

Evliya Çelebi bile Mardin kalesine hayran kaldı

Evliya Çelebi her zamanki anlatım özelliğiyle kale ambarlarının çok miktarda erzak, cephane ile dolu olduğunu yazmıştır. 19.yüz yılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Birçok kez kuşatılan kale, Timur’u bile çileden çıkaran direnişi ile tarihe geçti.

 Bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Dimdik ayakta iken şehrin altı kapısı mevcuttu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir. Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir. Kartal Kalesinin şöhreti o kadar yaygındır ki, pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur. Kalenin yaşadıklarına şahit olan Mezopotamya’ya medeniyetin ve tekniğin sihirli değneği deyince bu zümrüt ovayı bugün nura boğmuştur. Geceleri güney yönünden muhteşem Kartal Kalesine bakan biri, dağın eteklerinde parıl parlayan binlerce ışığı göğün yıldızları sanır.

40 yıldır ziyaretçilere kapalı

Soğuk savaş döneminde NATO’nun Sovyetler Birliğine karşı savunma amacıyla 1963 yılında Mardin kalesi tepesine konulan Radar nedeniyle halka kapatılan Mardin Kalesi'nin ne zaman turizme kazandırılacağı ise adeta yılan hikayesine dönüştü. Kayıtlara göre, 1 kilometre uzunluğunda, 30-150 metre genişliğinde, önündeki Mezopotamya Ovası’ndan 1000 metre yükseklikteki bir bölümü sarp kayaların üzerine oturtulan Mardin Kalesinin turizme açılması için yapılan bütün girişimler şimdiye kadar sonuçsuz kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın turizme açılsın talimatı vermesine rağmen kale hala açılmadı

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak 7 Haziran 2011'de Mardin mitinginde halka yaptığı hitapta, kalenin turizme açılması için talimat verdiğini açıklamış ve şöyle demiştir: 'Talimatı verdim. Hava Radar Komutanlığı, başka bir yere taşınacak'. Bu açıklamadan sonra, iki bakanlık arasındaki yazışmalar yeniden başlamış, ama bugüne kadar sonuç alınamamıştır. Mardin Kalesi'nin Kültür-Turizm Bakanlığı'na devredilmesi, bu alanın bir 'Arkeoloji Parkı' haline gelmesi, Mardin'in UNESCO dünya mirası listesine girmesi için de son derece önemlidir."Ya taşınacak ya da radar dışındaki alan halka açılacak" demişti. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen kale hala turizme açılmadı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER