Anma töreninde konuşan Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, "Hasan Nail Canat, her şeyin maddeye endekslendiği bir çağda mana ve özü koruyarak, bir ömür boyu sanatıyla mücadele etmiştir. Canat, medeniyetimizin birikimini tiyatro aracılığıyla yeni nesillere taşımaya ahdetmiş bir savaşçıdır." dedi.
Bıyıklı, Canat'ın hayatı boyunca hakkın koyduğu düsturu rehber edindiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Milletin değerlerini müdafaa etmek noktasında kendisini vazifeli hissetmiştir. Ben o kuşağa 'Sakarya kuşağı' diyorum. Sakarya, bir sembol olarak Türk milletinin kaderini temsil eder. Sakarya'nın ağır imtihanı ayağa kalkmakla bitecektir. O sebeple Sakarya kuşağının en büyük derdi kırılmalar yaşayan bir medeniyeti ayağa kaldırmaktır. Bu ise ancak kahramanlıkla mümkündür. Zira, davalar kahramanlar ister. Yokluk ve yoksulluk çekseler de vazgeçmeyi düşünmezler. Davalarını müdafaa edip karşı çıkanlarla mücadele ederken tek güvenceleri Allah'tır. Bu sebeple bu davada yenilgi bile kutsaldır. Hasan Nail Canat, tiyatro cephesinde davamızı en güzel şekilde temsil etmiş ve bu uğurda hizmet etmiştir. Kendisine rahmetle ve hasretle anıyoruz. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi olarak vefayı kuşanmaya, değerlerimizi anmaya ve yeni nesillere anlatmaya devam edeceğiz."
"İNANCIYLA, HAYATI YAŞAMA BİÇİMİYLE, İNSANLARA, SANATA ULAŞMA AZMİYLE BİZİM İÇİN BİR ÖNCÜYDÜ"
Esenler Sanat Evi (ESEV) Genel Koordinatörü Abdülbaki Kömür de her sene Canat'ın mezarını ziyaret ettiklerine işaret ederek, "Hasan Nail Canat'ın yaşarken anlatmaya çalıştığı davayı diri tutmak için buradayız. Buraya gelmemiz onun davası içindir. Yoksa hepimiz toprak olacağız. İnsanoğlunun yaratılışından bu yana hak ve batıl diye iki dava var. Hasan Ağabey tercihini haktan yana kullandı. Bu dava için sahne tozlarına karıştı. İşte biz de o davanın müntesipleriyiz. O davanın ayakta kalması için buradayız. Allah ondan razı olsun, bu davayı bize öğretti." diye konuştu.
Yakaza Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Birol Cürgül ise Canat'ın bir tiyatro oyuncusu, ustasından öte örnek bir insan olduğunun altını çizerek, "Önümüzde ahlakıyla, inancıyla, hayatı yaşama biçimiyle, insanlara, sanata ulaşma azmiyle bizim için bir öncüydü. İyi bir insandı. Bir davayı omuzlamıştı. Biz de o davayı kendi gücümüz nispetinde omuzlamaya, yokluğunda devam etmeye çalıştık ve çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Programda eğitimci-yazar Muzaffer Doğan da konuşma yaptı.
40 YILINI TIYATROYA ADAYAN USTA SANATÇI
"Sanat, gül yaprağına gülü incitmeden şiir yazmaktır" düşüncesiyle eserler veren tiyatro sanatçısı, şair ve yazar Hasan Nail Canat, Necip Fazıl'a sevgisini ortaya koyan "Aynalar Yolumu Kesti" adlı oyunu sahneye koyduğu yıl, geçirdiği kalp krizi sonucu 21 Ekim 2004'te vefat etti.
Yaklaşık 40 yılını tiyatro sanatına adayan Canat'ın ismi İstanbul Bağcılar'da bir kültür merkezine, Üsküdar Altunizade Kültür Merkezi'nin sahnesine, Kahramanmaraş Elbistan'da amfi tiyatroya, Eyüpsultan Rami'de bir sanat akademisine verildi.
Hayattayken dini, ahlaki, sosyal konuları eserlerine ve sahne hayatına taşıyan ve "Gece Fırtınası" adlı programıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşan Canat, vefatından sonra da sanat camiası ve sevenleri tarafından yad edilmeye devam ediyor.
Canat'ın Eyüpsultan'daki kabri başında bir araya gelen ailesi ve sevenleri, Kur'an-ı Kerim okudu, dualar etti.