Eski Bakanlardan Mustafa Taşar, kullandığı aracın şarampole devrilmesi sonucu olay yerinde yaşamını yitirdi.
Vefatının 14.yıldönümünde her yıl sevenleri tarafından mezarı başında yapılan anma töreni, korona virüs tedbirleri sebebiyle bu yıl yapılamadı. 3 Ocak 2007 tarihinde askerdeki oğlunu ziyaretten dönerken Afyonkarahisar'da geçirdiği kaza sonucu 56 yaşında hayata gözlerini yuman dava adamı merhum Mustafa Taşar, ömrünü davası uğruna adadı.
Kazada Merhum Mustafa Taşar’ın yanında bulunan kızı Gonca Taşar, babasının kendisine dostlarından oluşan kocaman bir aile bıraktığını belirterek, “Bugün babam Mustafa Taşar’ın aramızdan ayrılışının 14. Yılı. Benim mükemmel babam olmasının haricinde kahramanım, örnek şahsiyetim, idealimdi. Memleketine, milletine sevdalı bir koca yüreğin, başta ailesi olmak üzere, dostlarına da okyanuslar kadar sevgi ve muhabbet sunabilmesi, merhum babamın belki de en önemli farkıydı. Bize mutlu, huzurlu, birbirine sevgiyle bağlı sıcak bir yuva, muhteşem bir aile ve şerefli bir soy isim bıraktı. Onu hatırasını gurur duyarak yaşatmak, onunla paylaştığımız hayattan sahneler hatırlamak, bizim en büyük mutluluk kaynağımız olmaya devam ediyor” dedi.
BABALARININ MİRASI; DÜRÜSTLÜK VE FEDAKARLIK
Babasının erdemli, dürüst, hoşgörülü olmayı kendilerine miras bıraktığına değinen Gonca Taşar, “Merhum babamın öğütlerinin yanı sıra, hayatımıza kattıkları, hala bize yol gösteriyor, sabır ve güç veriyor. Erdemli, dürüst, hoşgörülü ve her zaman herkese karşı anlayışlı olunmasını öğütledi. Karamsarlığa düşmemeyi, adaletten ayrılmamayı, anlayışlı ve sevecen olmanın insanlar arasındaki duvarları her zaman yerle bir edeceğini öğütledi. Vicdanlı ve merhamet sahibi insanlar olmamızın, insan olmanın gereği ve mesuliyeti olduğunu öğretti. Bize ömrümüz boyunca, vicdanımızı rahatsız eden hiçbir şeyi asla yapmamamızı öğretirken ne de doğru cümlelerle ne de doğru dersler vermiş olduğunu her geçen gün çok daha iyi idrak edebiliyorum.
Ailesini sevdiği ve benimsediği kadar, dostlarını da sevdi, benimsedi ve ailesinin bir parçası olarak gördü. Bu yüzdendir ki ailesine karşı olan fedakârlığını, cömertliğini, muhabbetini; dostlarından ve sevenlerinden da esirgemedi. Bunun için vefatının üzerinden 14 sene geçmiş olmasına rağmen, hala baba dostlarıyla kocaman bir aile olarak dimdik ayakta durmaya devam ediyoruz. Evet, babamı çok sevdim ve çok özlüyorum ama izinden yürüyebileceğim, ilkeleri ve dünya görüşünü takip edebileceğim kıymetli bir meşaleye sahip olmanın ayrıcalığı ve şansını da biliyorum. Çünkü babam hiçbir zaman kendimizi düşünmemizi istemedi. Bencil değil, yardımsever olmamız için örneklik etti. Memleketimize ve ülkemize hayırlı bireyler olmamızın önemini bize benimsetti. Sadece bize değil, dostlarına da bunu öğütledi, bu prensiplere sahip çıkmaya çağırdı. Öyle muhteşem bir babaya sahip olduğum için sağlığında da vefatından sonra da her zaman Allah’ıma şükrettim. Manevi hatırasını yâd ederken, nurlar içerisinde yat babam, mekânın cennettir inşallah diyorum. Ruhun şad olsun. Ailen ve dostların, senin izinde, yolunda yürümeye devam ediyoruz. Şerefli ve millete hizmet dolu hayatının gururunu yaşayarak, bu gururu taşıyarak ve paylaşarak aziz hatıranın önünde hürmetle ve muhabbetle eğiliyoruz. Yeniden kavuşmak üzere güzel babam, muhteşem insan, harika dost, örnek insan” dedi.