Üzümcü, yaptığı açıklamada ekonomik istikrarsızlık, konut arzındaki yetersizlik ve hukuki süreçlerin uzunluğu nedeniyle ev sahibi–kiracı çatışmasının derinleştiğini belirtti. “Bu tablo, devletin sosyal konut politikasındaki eksikliğin ve adil olmayan mevcut düzenin bir sonucudur,” diyen Üzümcü, Türkiye’de ev sahipliği oranının %55,8, kiracı oranının %28 olduğunu, 2024 yılında ise yalnızca 70 bin 741 konutun teslim edildiğini vurguladı.
2024 yılında 127 bin 676 tahliye davası açıldığını belirten Üzümcü, bu davaların 34 bin 366’sının mahkemelere taşındığını ve sosyal devletin vatandaşını koruma görevinde başarısız kaldığını ifade etti.
“Ev sahipleri ile kiracılar karşı karşıya getirildi”
Anahtar Parti İl Başkanı, enflasyon nedeniyle yükselen kira talepleri, yetersiz konut üretimi, uzayan dava süreçleri ve kira yardımı mekanizmasının eksikliği gibi nedenlerin krizi derinleştirdiğini söyledi. Üzümcü, “Kiracılar ev bulamamanın çaresizliğiyle, evden çıkarma baskılarıyla mücadele ediyor. Ancak mağduriyet yalnız kiracılara ait değildir. Ev sahipleri de ekonomik kayıplarla karşı karşıya,” dedi.
“Avrupa sosyal konutta örnek, Türkiye geride kaldı”
Üzümcü, Avrupa’da belediyelerin sosyal konutlarda öncü rol oynadığını hatırlatarak, “Viyana’da belediye tüm kiralık konutların %40’ına sahip, Berlin’de belediye ve kooperatifler aktif işletmeci, Hollanda’da sosyal konut oranı %30. Türkiye’de ise yük vatandaşın sırtına bırakılmış durumda,” ifadelerini kullandı.
Anahtar Parti’nin çözüm önerileri
Üzümcü, Anahtar Parti’nin sosyal konut krizine yönelik çözüm paketini de açıkladı:
Tüm özel ve kamu konut projelerinde en az %10 sosyal konut zorunluluğu,
TOKİ ve özel sektörün teşviki,
Yerel yönetimlere kiralık konut stoğu bulundurma mecburiyeti,
Hazine arazilerinin sosyal konuta tahsisi,
Boş konutların devlet tarafından kiralanabilmesi,
Kira sözleşmelerinin e-Devlet üzerinden zorunlu hale getirilmesi,
Kira ödemelerinin sadece banka üzerinden yapılması,
Kısa dava süreçleri ve adil vergi sistemi.
“Devlet adaletin yanında durmalı”
Üzümcü açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Anahtar Parti olarak biz, hem kiracının barınma hakkını hem ev sahibinin mülkiyet hakkını birlikte koruyacağız. Devlet, vatandaşına taraf olmayacak; adaletin yanında duracak. Vatandaşın barınma hakkı kutsaldır. Kiracı da ev sahibi de devletin adaletine güvenebilmelidir. Anahtar Parti, bu güveni yeniden tesis etmeye kararlıdır.”